Medeni Usul Hukukunda Islah

Medeni Usul Hukukunda Islah, hukukun temel amacı olan mutlak adaleti gerçekleştirme noktasında son derece önemli bir kurum olarak düzenlenmiştir.

Bilindiği gibi usul hukukunda temel kural, iddia ve savunmaların genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağıdır. Bu kurala istisna teşkil eden iki düzenlemeden biri ve en önemlisi ıslahtır.

Islah kurumunu ele alan HMK 176.maddede “ (1)Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. (2)Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.” Şeklindedir.

İlgili kanun maddesine göre; taraflardan her birine, yapmış olduğu usul işlemlerini bir defaya mahsus olmak üzere ıslah etme hakkı tanımıştır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yalnızca usul işlemlerinin ıslah edilebilmesidir.

Islah, karşı tarafın onayına ve hakimin kararına bağlı olmaksızın bir tarafın usule ilişkin yaptığı işlemleri, gerekli giderleri vermek koşuluyla kanunda belirtilen süre içerisinde yöntemine uygun biçimde tamamen veya kısmen düzeltilmesini sağlayan hukuksal bir işlemdir.
Islah kısmi ve tam ıslah olarak ikiye ayrılır. Sadece talep sonucunun arttırılması kısmi ıslah olarak kabul edilirken, davanın tamamen değiştirilmesi ve yeni bir davaya çevrilmesi ise tam ıslahtır. 

Tamamen ıslah, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 180. Maddesi’nde düzenleme alanı bulmuştur. İlgili düzenlemeye göre “Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.”

Tamamen ıslah ile dava dilekçesi dahil bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması söz konusudur. Bu sebepten ötürü, tamamen ıslah ile talep sonucu ve dava sebebi değiştirilebilir. Davacı taraf davasını ve karşı davada ise karşı davacı durumunda olan davalı, karşılık davasını tamamen ıslah edebilir. Tamamen ıslahta dava tümüyle değişmektedir.
Davanın tamamen ıslahı, yalnızca davacının başvurabileceği bir yoldur. 

Kısmen ıslah, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 181. Maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.”
Davanın kısmen ıslahı ile davada yapılmış olan belli bir usul işlemi düzeltilir ve bundan sonraki usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sağlanır. Kısmen ıslah yoluna hem davacı hem davalı başvurabilmektedir. Yani davanın tamamen ıslahı halinde olduğu gibi bu hak, sadece davacı tarafa tanınmamıştır.

Islah Zamanı ve Şekli (HMK m: 177)
Islah tahkikat sonuna kadar yapılabilir. 

Herhangi bir şekle bağlı değildir. Tutanağa geçirilmek üzere sözlü veya yazılı olarak yapılabilecektir. Duruşma dışında yapılması durumunda ıslah dilekçesinin bir suretinin davanın diğer tarafına tebliğ edilmesi gerekir.

Islah Sebebiyle Ortaya Çıkan Yargılama Giderleri ve Zararların Karşılanması (HMK m:178)
Davada ıslah hakkını kullanan taraf, ıslah nedeniyle geçersiz olacak işlemler için yapılan tüm yargılama giderleriyle birlikte karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararları karşılayacaktır. Söz konusu gider ve zararlar için hakim bir teminat miktarı takdir edecektir. Bu miktarın bir hafta içerisinde mahkeme veznesine yatırılması zorunludur. Aksi takdirde ıslah yapılmamış sayılır.

Islahın Etkisi (HMK m:179)
Islah, bunu yapan tarafın belirteceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur.

Ancak ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz.
Ancak ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılır.

SONUÇ;
Islah, karşı tarafın onamına ve hakimin kararına bağlı olmaksızın bir tarafın usule ilişkin yaptığı işlemleri, belirtilen süre içerisinde yöntemine uygun biçimde tamamen veya kısmen düzeltilmesini sağlayan hukuksal bir işlemdir ve tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinceye kadar ve tahkikata tabi olmayan davalarda ise yargılamanın bitimine kadar yapılabilir.